27 Kasım 2020

Gıybetlik bir şeyler ararken ...

 Hayatımda gıybetlik bir konu yok uzun zamandır, eltimgille oturup kimseyi çekiştiremiyoruz o kadar kısır döngüye girdik, taze gelini konuşalım desek kız ortada yok, nişanı taktı yok oldu, bunun gıybetini zaten yaptık bitti bayatladı.. Artık eltimle konuşmalarımız bile sıradan :) Yok mu janjanlı bir şeyler bacım diyorum seni tatmin edecek bir kaos yok diyor, o zaman görüşürüz sonra diyorum.



O yüzden ben de magazine bir dadanayım dedim, uzun zamandır Seren Serengil falan bakmamıştım, bir de ne göreyim Selin Ciğerci diye bir kadın var, sabah akşam işe yaramayan kremlerden milyonlar kazanıp kürk alıp üzerinde cesetle dolaşıyor, Rusya'dan para verip köpek satın alıyor. işte bunu kocası aldatmış, bunu biri ortaya çıkarmış yok o gitmiş kızı dövmüş sonra 2 milyon vermiş sussun ve yalanlasın diye   (ya da bunun gibi bir şeyler) - ki o an aklıma kendimi bu kadına nerede ve nasıl dövdürebileceğim sorusu geldi - , sonra tabii başkaları çıktı ortaya, o böyle şerefsiz böyle adi, ay allahım işte aradığım kaos

Öbürü ben çalışıyorum vergi veriyorum çekemiyorlar beni diyor, ( çünkü diğer çalışanlar öpücük veriyor vergi yerine ) , diğeri oradan story atıyor sustum ama benim de söyleyeceklerim var diyor, başlıyor storylere, Arto'nun hikayelerine bile baktım valla 

Kazandıkları para miktarları dudak uçuklatıyor, hoş dövdüğü kıza 2 milyon verebilecek biri herhalde ayda 4-5 milyon kazanıyordur, sokacağım linklerinize de reklamlarınıza da diye bir küfür saydırdım tırnaklarımı yerken, neyse sonra baktım şarjım bitiyor bir oğlum olduğu ve yaklaşık yarım saattir sesinin çıkmadığını fark ettim ve odasında uslu uslu oynadığını düşünerek (ki ben hep yanılırım çok şükür ) odasına baktım ,yok 

Kendisi mutfakta şeker yüklemesi yapıyordu bulduğumda


Önce bir kal geldi bana, bildiğin kaldım yani, un mu şeker mi pirinç mi onun ayrımına varmaya çalıştım hangisi daha beter bilemiyorum, onu orada bırakıp saçımı tarayayım diye düşündüm sonra o yüklenen kamyonların lojistik hizmeti ile diğer odalara nakliyesinin olabileceği aklıma geldi ve çömeldim yanına 

O kadar güzel o kadar sakin oynuyordu ki o şeker tanelerinin kıçımızdan çıkabileceği ya da ertesi gün evi karıncalarla paylaşabileceğimizi hiç umursamadan oturdum izledim onu , tam böyle ne kadar can bir anne olduğumu düşünüp canım kendim derken birden çişinin gelebileceğini ve çükünü tutarak üstü başı şeker içinde koşabileceğini geldi aklıma, kendimi topladım ve kaşlarımı çattım ve hey dedim.... 

"Ben de katılıyorum yüklemeye , beni de şoför yap.."

Şekerleri faraş ile önce ben süpürdüm ama kalanları elektrik süpürgesi ile ona süpürttürdüm , en azından yarın unu falan yüklemek isterse sonunda kendi temizleyecek bunu bilsin de bir de ona bunu öğretmek zorunda kalmayayım...

Hayatımda hala bir action yok.. 

Sizde durumlar ne ? 

Çok kalp 


21 Kasım 2020

İsmail Güzelsoy - Kıpırdamıyoruz



En son Koray Sarıdoğan'dan Kadran & Kadraj kitabını okuduktan sonra böyle kalakalıp "ne okudum ben , neydi o , neden şimdi bitti ki  ? " olmuştum. Bugün de aynen bu soruları sorarken buldum kendimi. Kıpırdamıyoruz İsmail Güzelsoy'un okuduğum ilk kitabı ve pek tabii ki de son kitabı olmayacak. Hatta neden daha önce hiç okumamışım ki ? Ve yine hatta kitaplığa bakayım bir belki almış okumamışımdır ki acayip iyi alıcıyımdır, hatta bazen hızımı alamaz 2 tane falan alırım kitapları o derece. Güzelsoy belli ki kitapları arasında bağlantı kurduran bir yazar, okuma grubumuzdan biri  kitaplarını baştan sona okuyun demişti o zaman tık tık bağlantıları kuracaksınız. Heh tamam desene yine sepet oldu 300-500 , neyse bu defa 8 taksit yaparım ; biliyorsunuz taksit yapınca para ödememiş oluyoruz, bunu unutmayalım :) 


Kitaba gelirsek ilk 100 sayfa , bir bölüm daha okuyayım bırakacağım moduyla okudum. Arkadaşlar muhallebiciye kadar dayan sonra zaten bitirmeden bırakmayacaksın dediler, tatlı şeyler.. Haklılarmış. Muhallebiciden sonra 200 sayfa falan okudum ve hatta kitabı rahat okuyup bitirebileyim diye evdeki küçük olanı anneme yolladım. Canım kendim.


sanki ne yazarsam yazayım kitabı anlatacakmışım gibi her şeyi yazacakmışım gibi geliyor. Mal gibi kaldım şu an, masalla gerçek o kadar iç içe ki hangisine hayır bu olamaz diyebilirim ya da evet evet bu kesin mantıklı ? 

Neyse ben daha fazla saçmalamadan Güzelsoy'u mutlaka okuyun diyorum 

Bu arada da bizim Yazarıyla Konuşanlar okuma grubunu biliyorsunuz, Pazartesi günü  ( 23. Kasım ) İsmail Güzelsoy konuk olacak. Kıpırdamıyoruz'u ve diğer kitaplarını konuşacağız. Katılmak isterseniz beni bulun.


Çok kalp 



13 Kasım 2020

Günler Geçerken ;


Günler geçerken benim popiş 3.5 atıyor neden diye bir sorun ?

Sordunuz mu ? Öyleyse bunu siz istediniz ...

Başlıyorum.

Evdeki haydudu ülkecek girdiğimiz ilk karantina dönemlerinde ( hani devletin bi bok yapabileceğine dair umutlarımızın olmaya başladığı ) çişe alıştırmaya karar verdim, ay bir dakika modern mum gibi yazayım ; tuvalet eğitimine başlamaya karar verdim. En fazla beceremez sağa sola işer takarız bezi sıkıntı yok götüne çüküne zeval gelmesin çocuğumun dedim. Aşamaları anlatmıyorum biliyorsunuz instgramda bununla ilgili 4567 tane instamom var bilgi verebilecek ben daha çok bebenin nenelerinden bilgi alıyorum bu tarz konularda da... 

Neyse herif alıştı , böyle herkesin içine çükünü avuçlayıp bak bak falan demeye başladı lan dedim oldu bu iş herif konuşamıyor ama beynini tutup gösteriyor, lazımlığa da son verdi çünkü babası oğluşuna özel klozet aparatı aldı tam onun götüne uygun , bizde havalar 1500 falan , eltimgile havalar atıyorum, babanneye de öyle , tam ahkam kesmeye başlıyordum ki Shrek'in kalbine yama yapılması gerektiğini öğrenip Cerrahpaşa ile haşır neşir olmaya başladık... 

Geçen haftadan beri canımın içi evladım sağa sola işiyor..

Rahatsız da hiç olmuyor , öyle devam ediyor

utanma desen o zaten çok şükür yok

bu aralarda benim de burnum kanamaya başladı, böyle şap diye başlıyor kanamaya o derece kafayı yedi

Neyse Shrek'in hastane işleri çok şükür bitince ( ki ameliyat diye ben kendi kafamdan uydurmuşum - demek ki kardiyoloji bilgim hala yeterli düzeyde değil, bunun için okuldaki anatomi kitabımı buldum annemden bakıyorum ara ara, terminolojim berbat - herif anjiyo oldu, ameliyata karar versinler mi diye , verdiler ,olacak ) bu sefer sazı elime alıp herifi de karşıma alıp aynen şöyle dedim:

"Bak çocuğum bu bez son bezin, bu gece bunu takıyoruz ve sonra götüne hep don giyeceksin, eğer ben seni gece işetmeye kaldıracağım diye uykumdan, gece zevklerimden ( ki bu fiki fiki oluyor ) fedakarlık edeceksem sen de biz zahmet çükünü tutmayı becereceksin ve el birliği ile bu çiş-kaka sorununu çözeceğiz, anneciğin de hava atmaya devam edece" 

Artık neyi ne kadar anladı bilmiyorum çünkü tepki olarak mamaaaa dedi ama hafta başından beri gece de çıkardım bezi, 2-3 saatte bir uyandırıp işetiyorum ama bir aşama oldu mu diye sorun , aşama olmadığını görmemek adına gündüz de sürekli ben götürüyorum çişe, halılar yeni geldi ona güvenip de halılarımı riske atamam :) 

Ama hakkını da yemeyeyim evladımın ara ara gidip işiyor lazımlığa ...

Neyse popişimin 3.5 atma sebebi tam olarak bu ; artık dışarıya da çıkarken bağlamıyorum ve sokakta acayip geriliyorum 

1. Ortalık yere salıverecek diye

2. Burnum kanayacak diye ..


Oğlan henüz beni hayal kırıklığına uğratmadı ama soktuğumun burnu sağ olsun kanıyor.

Doktora da gittim bakalım kan tahlili yaptı umarım bi bok çıkar da şu yüzden kanıyor der de icabına bakar …

Ay bu arada , kendi istek ve rızamla nasıl dolandırıldığımı hatırlıyorsunuz değil mi ? Banka geri iade etti parayı...Canım banka :) 

Bir de Toffee Nut Latte daha çıkmadı mı ? 

Çok kalp

Çok öpücük ....



10 Kasım 2020

Elena Ferrante / Yetişkinlerin Yalan Hayatı



Ferrante canımız ciğerimiz gene bombayı bırakmış gitmiş, durmuş durmuş on ikiden vurmuş

Her kadının kendinden bir parça bulabileceği, kendiyle mutlaka yaşamının bir bölümünü özdeşleştirebileceği çok şekil şükül bir kitap olmuş. 

Kitapta ergenliğe geçişte yaşananlara dair o kadar gerçekler var ki biri çıkıp da derse ki ben bunların hiçbirini yaşamadım hassssttttrrrr demek yerine uza tatlım az ötede oyna derim, hassstrrr demem çünkü ben yukarı Napoli’liyim 😬

Özellikle cinselliğe dair kitapta kızın düşünceleri ve bakış açışı benimki ile bayağı bir örtüşüyor; bekâret, yetişkinlik, ispat çabası eh bizim ülkemizde buna namus kavramını da ekle salak saçma bir kombin oluyor.

Kendi düşüncelerim tartışmaya kapalı benim :) bekaret hakkındaki düşüncelerim de; ben kurtulunması gerektiğini düşünüyorum. Onunla bir boka yaramıyorsam onsuz da bi boka yaramamalıyım ya da tam tersi.

"isteyen istediği ile istediği şekilde birlikte olur ama ilk daima özel olmalı " da bana çok gereksiz romantik geliyor vıcık vıcık ağdalı bir bayağılık gibi. ilk cinsel deneyimim aşk zannettiğim bir kişi ile olup da götüme tekmeyi yiyince gireceğim depresyonu neden çekeyim ? üzerine bir de gitti kızlığım muhabbeti

bedenimi her organı gibi bana ait olan bir şeyi istediğim şekilde değerlendirebilmeliyim ben.

Eğer ki bir erkek bana kızlık zarım var diye esas kız muamelesi yapacak, yoksa da esaslı kaşar muamelesi yapacaksa orada sen bir dur bayım derim. bu fikirlerim 15-16 yaşından beri vardı ama netleştiremiyordum kafamda , çünkü şunu fark etmiştim hormonu tavan yapmış ergen erkekler okul çıkışından eve kadar yürüdüğümüz yolu bile kendi arkadaşlarına yolda becerdim diye anlatıyorsa bu işte bi sıkıntı var. 

Eteğim kaldırıp pandik de yedim, ( ki sonrasında çok kötü tekme atmıştım ) , sözde çıktığım erkekten ev boş gidelim mi teklifini de duydum,  ve yemek yemeye karar verdim. Güzel bir kız değildim, hiçbir zaman da güzel bir kadın olmadım ama bir erkeğin ister ergen olsun ister yetişkin buna çok bakmadığını daha orta sonda anladım. Eğer şişmanlarsam çirkin olurum ve hiçbir erkek beni beğenmez doğal olarak ne pandik yerim ne de mastürbasyon yaparken akıllarına gelirim , evet aynen böyle düşünüp mal gibi bi lise hayatı geçirdim.

Sonra bir aydınlanma yaşadım :) gerisini anlatmayayım kitapla alakası yok çünkü :) Gerçi sonra iş hayatına girince daha başka erkekler tanıyınca hepsinin aklının çükünde olmadığını , kadına sadece meme,popo,kuku kombini ile bakmadığını gördüm ama belki de o dönemde yaşadığım aydınlanma yüzünden gördüm. çok çelişki var :) diyorum size çok uzun konu.

Kitaptaki karakter de kendini,bedenini, ailesini o kadar sorguluyor ki bir anında olmasa bile başka bir anında mutlaka kendinizden bir şeyler bulup hiç ummadık şeyleri hatırlıyorsunuz.

Ferrante bu işi çok iyi biiliyor. 

Canım Ferrante ...

Kısaca Ferrante'yi sevin Ferrante okuyun..

Çok Kalp