10 Kasım 2020

Elena Ferrante / Yetişkinlerin Yalan Hayatı



Ferrante canımız ciğerimiz gene bombayı bırakmış gitmiş, durmuş durmuş on ikiden vurmuş

Her kadının kendinden bir parça bulabileceği, kendiyle mutlaka yaşamının bir bölümünü özdeşleştirebileceği çok şekil şükül bir kitap olmuş. 

Kitapta ergenliğe geçişte yaşananlara dair o kadar gerçekler var ki biri çıkıp da derse ki ben bunların hiçbirini yaşamadım hassssttttrrrr demek yerine uza tatlım az ötede oyna derim, hassstrrr demem çünkü ben yukarı Napoli’liyim 😬

Özellikle cinselliğe dair kitapta kızın düşünceleri ve bakış açışı benimki ile bayağı bir örtüşüyor; bekâret, yetişkinlik, ispat çabası eh bizim ülkemizde buna namus kavramını da ekle salak saçma bir kombin oluyor.

Kendi düşüncelerim tartışmaya kapalı benim :) bekaret hakkındaki düşüncelerim de; ben kurtulunması gerektiğini düşünüyorum. Onunla bir boka yaramıyorsam onsuz da bi boka yaramamalıyım ya da tam tersi.

"isteyen istediği ile istediği şekilde birlikte olur ama ilk daima özel olmalı " da bana çok gereksiz romantik geliyor vıcık vıcık ağdalı bir bayağılık gibi. ilk cinsel deneyimim aşk zannettiğim bir kişi ile olup da götüme tekmeyi yiyince gireceğim depresyonu neden çekeyim ? üzerine bir de gitti kızlığım muhabbeti

bedenimi her organı gibi bana ait olan bir şeyi istediğim şekilde değerlendirebilmeliyim ben.

Eğer ki bir erkek bana kızlık zarım var diye esas kız muamelesi yapacak, yoksa da esaslı kaşar muamelesi yapacaksa orada sen bir dur bayım derim. bu fikirlerim 15-16 yaşından beri vardı ama netleştiremiyordum kafamda , çünkü şunu fark etmiştim hormonu tavan yapmış ergen erkekler okul çıkışından eve kadar yürüdüğümüz yolu bile kendi arkadaşlarına yolda becerdim diye anlatıyorsa bu işte bi sıkıntı var. 

Eteğim kaldırıp pandik de yedim, ( ki sonrasında çok kötü tekme atmıştım ) , sözde çıktığım erkekten ev boş gidelim mi teklifini de duydum,  ve yemek yemeye karar verdim. Güzel bir kız değildim, hiçbir zaman da güzel bir kadın olmadım ama bir erkeğin ister ergen olsun ister yetişkin buna çok bakmadığını daha orta sonda anladım. Eğer şişmanlarsam çirkin olurum ve hiçbir erkek beni beğenmez doğal olarak ne pandik yerim ne de mastürbasyon yaparken akıllarına gelirim , evet aynen böyle düşünüp mal gibi bi lise hayatı geçirdim.

Sonra bir aydınlanma yaşadım :) gerisini anlatmayayım kitapla alakası yok çünkü :) Gerçi sonra iş hayatına girince daha başka erkekler tanıyınca hepsinin aklının çükünde olmadığını , kadına sadece meme,popo,kuku kombini ile bakmadığını gördüm ama belki de o dönemde yaşadığım aydınlanma yüzünden gördüm. çok çelişki var :) diyorum size çok uzun konu.

Kitaptaki karakter de kendini,bedenini, ailesini o kadar sorguluyor ki bir anında olmasa bile başka bir anında mutlaka kendinizden bir şeyler bulup hiç ummadık şeyleri hatırlıyorsunuz.

Ferrante bu işi çok iyi biiliyor. 

Canım Ferrante ...

Kısaca Ferrante'yi sevin Ferrante okuyun..

Çok Kalp




4 yorum:

  1. Ahahahaha, bayıldım bu muhabbetinize. Ne doğru , ne acı tespitler... Bu konuyu karşılıklı konuşmak isterdim doğrusu. Hele şu, ilk seferi romantikleştirme, konusuna bakışınızı tek geçiyorum. Bu konu galiba bir tek bizim ülkemizde popüler, zira o ka memleket insanıyla tanıştım, kaynaştım, birinde bile bekaret popüler bir şey değildi. İnsan sanıyor ki, Arap ülkelerinde ciddi öneme haiz bir konudur. Yok kirim, onlar bu konuyu aşalı asır geçmiş. Velhasılı kelam, bir bizde konu edilen anatomik ve de gereksiz bir kıvrımı bu kadar dile dolamak da abesle iştigal. Ve fakat, bu konuyu blogunda paylaşmak da bir o kadar cesurca, destekliyor ve tebrik ediyorum. Bir konu ne kadar yazılıp çizilir, ne kadar konuşulursa, o kadar normalleşir ve gereksizleşir. Onun varlığı bize bir şey katmaz ya da yokluğu bizden bir şey eksiltmez, çok güzel laf. Tebrikler tekrar, sevgiler bir de 😁👏👏😍

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o kadar boktan bir konu ki bu şu an dönüp bakıyorum benim ergenlik dönemimde daha normaldi sanki şu an daha da önemli daha da popüler , daha da elzem :( ülke çok rezil bir duruma koşuyor ama ben yeni nesil kardeşlerime güveniyorum. Ne kadar bağnaz varsa o kadar da cesur kadınlar yetişiyor. Toplumu asla değiştiremeyeceğiz bu kesin ama biz kendimizi bilelim bu bile yeter en azından düzgün çocuk yetiştiririz doğurmak istersek tabii :) Çok kalp benden size ,

      Sil
  2. şu dizisini izlediğim yazar de mi, güzel diziydi, bu kitap da aklımda olsuun :)

    YanıtlaSil

Varsa bir fikriniz , alırım :)